10 Aralık 2015 tarihinde bu dönemin ilk “Women in Business Life” dersinde Gülay Ayışığı Yontar’ı konuk ettik. Gülay Hanım yedi çocuklu, orta gelirli bir ailenin en küçük bireyi olup, İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunudur. Şu an İzmir’de bir psikolojik danışmanlık merkezinde çalışmalarını sürdürmektedir.
Söyleşimize Gülay Hanım’ın şaşırtıcı sorusu ile başladık: “Bir bardak olsanız, nasıl bir bardak olurdunuz?” Başlangıçta çoğumuza tuhaf bir soru gibi gelse de cevapları birer birer vermeye başladığımızda ilginç ve doğru tespitler ortaya çıktı. Kimimiz kendini kadeh kimimiz ise su bardağı olarak düşündü. Çeşit çeşit bardaklara kendimizi benzetirken ve neden o bardağa benzediğimizi düşündüğümüzü açıklamaya çalışırken hepimiz kendimize dair beklediğimizin öteside bir farkındalık yaşadık.
Daha sonrasında, Gülay Hanım
hepimizin en büyük kaygılarından olan “zaman” kavramı üzerine konuşmasına devam
etti. Hepimizin hafızalarına kazınan cümle ise “Henüz değil” idi. “Henüz
değil” cümlesini duyduğumuzda aklımıza ilk gelenin ne olduğunu sordu. Sohbetin
devamında aslında bu cümlenin olumsuz bir ifade olmadığını; çünkü “Henüz değil”in
aslında hepimiz için geleceğimize dair “fırsatları” ifade etmesi gerektiğini öğrendik.
Gülay Hanım, kariyer yolculuğunu
anlatarak konuşmasına devam etti. Her üniversite mezunu gibi ilk işini ararken ne
kadar zorlandığını ve zaman zaman ümitsizliğe kapıldığını paylaştı bizlerle ve “kendini
tanımanın önemi”nden bahsetti. Daha sonrasında “Her zaman bir seçeneğiniz var unutmayın”, “Hayatta durmamak, hareket
etmek, esneklik önemli”, “Herşey sizin elinizde”, “Her işin kendine göre
zorlukları var ama yaptığınız işi aşkla yapın, severek yapın”, “Hislerinize
güvenin” gibi cümlelerle biz üniversite öğrencilerinin geleceğe dair motivasyonunu
yükseltti. Yaşam hikayesini bizlerle paylaşırken hayatında olan bütün
iniş-çıkışlarını, başarı ve başarısızlıklarını açık yüreklilikle bizlere
aktardı. Örneğin, 1999 depreminin hayatının dönüm noktası olduğunu paylaştı
bizlerle çünkü birçok küçük yüreğin yardımına koşmuş o dönemde. Hayalinin kendi
danışmanlık şirketini açmak olduğunu söyledi ve hedefi doğrultusunda yaşadığı
zorlu yılları tek tek anlattı. Kendisine “Henüz değil” dediği ama durmadan
zaman zaman risk alarak denemeye devam ettiği deneyimlerinden birer birer
bahsetti. Başarısızlıklardan korkmamamız gerektiğini, hepsinin aslında bizi
zenginleştiren deneyimler olduğunun altını önemle çizdi. Hepimiz bu konuşmadan
kendimize farklı dersler çıkardık. O
anlattıkça kendi hayatımızdaki her iniş ve çıkışa anlamlar yüklemeye başladık.
Son olarak ise hepimize geleceğe yatırımımızı kalbimizle ve hislerimizle yapmamızı önerdi. Kalbimizle yaptığımız her işi başarabileceğimizi ve asla keşke demeyeceğimizi söyledi. Kendisine bize zaman ayırdığı ve hayat tecrübelerini paylaştığı için bu yazı ile tekrar çok teşekkür ediyoruz ve ne yaparsak yapalım Gülay Hanım’ın da dediği gibi kalbimizi dinlemeyi unutmuyoruz.
Son olarak ise hepimize geleceğe yatırımımızı kalbimizle ve hislerimizle yapmamızı önerdi. Kalbimizle yaptığımız her işi başarabileceğimizi ve asla keşke demeyeceğimizi söyledi. Kendisine bize zaman ayırdığı ve hayat tecrübelerini paylaştığı için bu yazı ile tekrar çok teşekkür ediyoruz ve ne yaparsak yapalım Gülay Hanım’ın da dediği gibi kalbimizi dinlemeyi unutmuyoruz.
Yazıyı Hazırlayanlar: Batuhan Alaçam, Mustafa Büyükbayram, Öykü Kamak, Öykü Ayaz, Tuğçe Acar, Uğur Deniz Gödüç (2015-2016 Güz dönemi "İş Yaşamında Kadın" dersi öğrencileri, İşletme Fakültesi, Dokuz Eylül Üniversitesi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder